Birçoğumuz utangaçlığımızı kişiliğimizin bir parçası olarak görürüz. “Ben utangacım” deriz ve bunun doğuştan gelen bir özellik olduğuna inanırız. Oysa utangaçlık, yıllar boyunca tekrar edilen davranışların bir sonucudur. Yani “Ben utangacım” demek, aslında “Bu davranışı uzun süredir pratik ediyorum” demektir.
Benzer şekilde, bugün kullandığımız ses ve konuşma tarzı da doğuştan gelmez. Çocukken sahip olduğumuz doğal ses, çevrenin etkisi ve alışkanlıklar nedeniyle yerini başka bir “alışkanlık sesi”ne bırakır. Bu nedenle, yeni bir iletişim tarzı geliştirmek tamamen mümkündür.
Yeni davranışlar başta sahte veya rahatsız edici gelebilir. Beynimiz, tanıdık olmayan her şeye karşı doğal bir direnç gösterir. Ancak iletişimde ustalık, bu rahatsızlık aşamasını aşarak gelir.
İletişim becerilerini bir piyanoya benzetebiliriz: 88 tuşlu bir piyano gibi. Şu anda belki sadece 5 tuş çalabiliyorsun. Ama her yeni tuş, seni daha etkili, özgün ve güçlü bir iletişimci yapar.
Başarının sırrı küçük adımlarda ve odaklanmış çabada yatar:
- Küçük adımlarla başla.
- Tek bir beceriye odaklan.
- Gelecekteki versiyonuna bir şans ver.
Unutma, iletişim bir kader değil, öğrenilebilen ve geliştirilebilen bir beceridir. Her yeni tuş, seni daha özgüvenli ve etkili bir iletişimci yapacaktır.
