Aile Hekimliği Uygulamasında Maaş Kesintisi Tartışması Büyüyor

Aile hekimleri ve birinci basamak sağlık çalışanlarının, vatandaşların sağlık ocaklarına başvuru sayıları üzerinden değerlendirilerek maaş kesintisine tabi tutulması, sağlık camiasında ve kamuoyunda tepkilere neden oluyor. Uygulamanın adalet, bilimsel yaklaşım ve çalışma barışı açısından ciddi sorunlar barındırdığı ifade ediliyor.

Sağlık hizmetine başvurunun, sağlık çalışanlarının iradesiyle değil; nüfus hareketleri, mevsimsel hastalıklar ve sosyo-ekonomik koşullarla şekillendiğine dikkat çekiliyor. Vatandaşların ne zaman ve ne sıklıkla sağlık kuruluşlarına başvuracağının sağlık personeli tarafından belirlenemeyeceği belirtilirken, bu durumun bir performans ya da cezalandırma kriterine dönüştürülmesinin doğru olmadığı vurgulanıyor.

Uygulamanın, “başvuru haftaları” gibi masa başında oluşturulmuş gerekçelerle hayata geçirildiği ve bunun özellikle ağır iş yükü altında görev yapan aile hekimleri ile sağlık çalışanları üzerinde ekonomik ve psikolojik baskı yarattığı ifade ediliyor. Bu yaklaşımın çalışanların motivasyonunu azalttığı, birinci basamak sağlık hizmetlerinin etkinliğini ve niteliğini olumsuz etkilediği değerlendiriliyor.

Eleştirilerde, söz konusu düzenlemenin çalışma barışını zedelediği, adalet duygusunu sarstığı ve sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini riske attığı görüşü öne çıkıyor. Sağlık çalışanlarını cezalandırmaya dayalı modeller yerine, emeği koruyan, destekleyen ve hizmet kalitesini artırmayı hedefleyen bir sistemin gerekliliği dile getiriliyor.

Kamuoyunda, ilgili düzenlemenin yeniden gözden geçirilmesi ve aile hekimliği sisteminin sahadaki gerçekler esas alınarak düzenlenmesi yönünde çağrılar yapılmaya devam ediyor.

Diğer Haberler