Ekonomi Servisi – 2025
2025 yılı daha yarısına gelmeden Türkiye’de zam tartışmaları yeniden gündemin en üst sırasına yerleşti. Kamuoyunda dile getirilen iddialara göre, akaryakıta yıl içinde 45 kez fiyat artışı yapılırken, memur maaşlarına ise yalnızca 2 kez zam geldi. Bu durum, hem ücretliler hem de ekonomistler tarafından “gelir–gider makasının tarihi boyutta açıldığı” şeklinde yorumlanıyor.
“Akaryakıt zammı domino etkisi yaratıyor”
Uzmanlar, akaryakıt fiyatlarındaki sık ve yüksek oranlı artışın, ulaşım ve lojistik maliyetleri üzerinden tüm ürünlere yansıdığına dikkat çekiyor. Market raflarından şehir içi ulaşıma kadar birçok kalemde görülen artış, vatandaşın bütçesini zorlamayı sürdürüyor.
Tüketici örgütleri, “Akaryakıta gelen her zam, bir hafta içinde temel gıda fiyatlarına yansıyor. Ücretliler ise bu hızda artan maliyetlere yetişemiyor” diyerek tepkilerini dile getiriyor.
Memur zammı enflasyonun gerisinde
Memur maaşlarına yapılan iki zam, iddialara göre yıllık enflasyonun oldukça altında kalıyor. Birçok memur, maaşlarının daha cebine girmeden eridiğini belirterek, alım gücündeki kaybın “son yılların en sert dönemlerinden biri” olduğunu ifade ediyor.
Bir hemşire, durumu şöyle özetliyor:
“Maaşımız iki kez artırıldı ama markete her gittiğimizde fiyatlar üç kez artmış oluyor. En büyük gider kalemimiz artık sadece kira değil; ulaşım ve temel gıdayı bile zor karşılıyoruz.”
Ekonomistler: Ücret politikası ve fiyat artışları ayrı evrende
Ekonomi uzmanları, ücret artışlarının fiyat artışlarıyla aynı hızda ilerlememesi durumunda gelir dağılımının daha da bozulacağı uyarısında bulunuyor. Özellikle akaryakıt gibi tüm sektörleri etkileyen bir girdinin bu kadar sık zamlanmasının, “ücretliler üzerinde katlanarak büyüyen bir yük oluşturduğu” belirtiliyor.
Vatandaş isyanda: “Zam yağmuru altında yaşıyoruz”
Sosyal medya ve çeşitli platformlarda halkın tepkisi büyüyor. Birçok vatandaş, “Zam yağmuru altında yaşamaktan yorulduk” diyerek hem fiyat istikrarı hem de daha adil bir ücret politikası talep ediyor.
