Amir, Memuruna Yıllık İzin Kullandırmazsa Sorumlu Olabilir

Kamu kurumlarında çalışan memurların yıllık izin hakları, hem dinlenme hem de çalışma verimliliğinin korunması açısından büyük önem taşıyor. Ancak bazı durumlarda amirler, hizmetin aksamaması gerekçesiyle memurlarına yıllık izin kullandırmayabiliyor. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu, Danıştay kararları ve Kamu Denetçiliği Kurumu (KDK) ile Mülga Devlet Personel Başkanlığı (DPB) görüşleri birlikte değerlendirildiğinde, bu tür uygulamaların hukuki ve idari sorumluluk doğurabileceği açıkça görülüyor.

657 sayılı Kanun’un 103. maddesine göre yıllık izinler, “amirin uygun bulacağı zamanlarda” kullanılabiliyor. Ancak bu yetkinin, keyfi biçimde değil, kamu hizmetinin gereklilikleri doğrultusunda ve çalışanlar arasında adalet gözetilerek kullanılması gerekiyor.

Danıştay’ın çeşitli kararlarında da, amirin somut bir gerekçe olmadan izin talebini reddetmesinin hukuka aykırı olduğu vurgulandı. Örneğin Danıştay 12. Dairesi’nin kararında, izin talebi gerekçesiz reddedilen bir memura manevi tazminat ödenmesinehükmedildi. Kararda, idarenin ödediği bu tazminatı kusurlu amirine rücu etmesinin zorunlu olduğu belirtildi.

Benzer şekilde, Danıştay 16. Dairesi ve İstanbul Bölge İdare Mahkemesi de, hizmet gerekleriyle ilgisi olmayan sebeplerle izinlerin engellenmesinin “takdir yetkisinin aşılması” anlamına geldiğini ve memurun anayasal dinlenme hakkının ihlal edildiğiniifade etti.

Kamu Denetçiliği Kurumu’nun 2024 tarihli kararında da, sadece “amir takdiri” gerekçesiyle izin kullandırmamanın hukuka aykırı olduğu, bu durumun memurların mağduriyetine yol açtığı ve sorumlular hakkında işlem yapılması gerektiği vurgulandı.

Sonuç olarak, amirlerin memurlarına yıllık izin kullandırmaması, hem idari yönden hem de manevi tazminat sorumluluğu açısından ciddi sonuçlar doğurabiliyor. Amirlerin, hizmeti aksatmadan izin planlaması yapmaları, çalışanlar arasında adaletli bir uygulama sağlamaları ve memurların dinlenme hakkına saygı göstermeleri gerekiyor.

Diğer Haberler