Deniz ürünleri sağlıklı beslenmenin vazgeçilmez parçalarından biri olarak görülse de, balıklardaki cıva seviyeleri tüketiciler için önemli bir risk oluşturuyor. Uzmanlar, balıklardaki cıva miktarının türüne, yaşına ve yaşam alanına göre büyük farklılıklar gösterdiğini belirtiyor.
Özellikle küçük ve kısa ömürlü türler daha güvenli kabul edilirken, büyük ve uzun yaşayan balıkların besin zincirinin en üstünde yer alması nedeniyle daha fazla cıva biriktirdiği ifade ediliyor. Çiftlikte yetiştirilen levrek düşük cıva grubundayken, deniz levreğinin ise orta seviyede cıva içerebildiği kaydediliyor.
Cıvanın denizlere karıştığında mikroorganizmalar tarafından metil cıvaya dönüştüğü ve besin zinciri boyunca yukarı doğru taşındığı biliniyor. Küçük balıkları yiyen büyük balıkların vücudunda bu metal zamanla birikiyor. Bu nedenle balığın boyu, yaşı ve yaşadığı derinlik arttıkça cıva yükü de paralel şekilde yükseliyor. Özellikle derinde yaşayan ve uzun ömürlü türlerde bu oran çok daha dikkat çekici seviyelere ulaşabiliyor.
Vücutta kolayca atılamayan metil cıva; sinir sistemi, böbrek, karaciğer ve beyinüzerinde toksik etkilere yol açabiliyor. Uzmanlara göre risk gruplarının başında hamileler ve çocuklar geliyor, çünkü metil cıva beyin gelişimini olumsuz etkileyebiliyor.
Beslenme uzmanları, deniz ürünlerinden vazgeçmeden sağlıklı seçimler yapmanın mümkün olduğunu vurguluyor: “Çeşitlilik şart. Küçük ve kısa ömürlü balıkları daha sık, büyük yırtıcı türleri ise daha seyrek tüketin.”
Uzmanlar Hamilelikte balık tüketimi için mutlaka doktorunuza danışınız önerisinde bulunuyor.
