Danıştay’dan Öğrenci Disiplin Kararı: “Cumhurbaşkanı gelse bana bu hareketleri yaptıramaz” Sözleri Hakaret Sayılmadı

ANKARA — Danıştay 2. Dairesi, Polis Akademisi öğrencisinin eğitim esnasında hocasına yönelik kullandığı “Cumhurbaşkanı gelse bana bu hareketleri yaptıramaz”ifadesinin, Türk Ceza Kanunu kapsamında hakaret suçu oluşturmadığına hükmetti. Karar, öğrenci disiplin cezalarının belirlenmesinde yetkinin yalnızca ilgili disiplin otoritesinde olduğunu ve mahkemelerin doğrudan yeni bir disiplin cezası tayin edemeyeceğini netleştirdi.

🔹 Olayın Geçmişi

Karabük Polis Meslek Eğitim Merkezi öğrencisi olan davacı, 20 Nisan 2016 tarihinde eğitim faaliyetleri sırasında, ders veren başpolis memuruna hitaben “Bana bak hoca… Cumhurbaşkanı gelse bana bu hareketleri yaptıramaz” şeklinde bir ifade kullandı. Bu söz nedeniyle Polis Akademisi Öğrenci Disiplin Kurulu tarafından davacıya eğitim kurumundan çıkarma cezası verildi.

Davacı, cezanın iptali istemiyle ilk derece mahkemesine başvurdu. Ankara 14. İdare Mahkemesi, olayın tanık ifadeleriyle doğrulandığını ve disiplin yönetmeliğinin ilgili maddesine göre öğrencinin eyleminin eğitim kurumundan çıkarma cezasını gerektirdiğini belirterek davayı reddetti.

🔹 İstinaf ve Temyiz Süreci

Davacı, kararı istinaf yoluyla Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi’ne taşıdı. Bölge mahkemesi, davacının söz konusu ifadesinin hakaret niteliği taşımadığını ve disiplin yönetmeliğinde öngörülen “Eğitim Kurumundan Çıkarma” cezasının yalnızca Devlet büyüklerine, amirlere veya öğretim elemanlarına yönelik fiili saldırı veya hakaret durumları için uygulanabileceğini tespit etti. Bunun üzerine davacının eyleminin mahkeme tarafından tayin edilen ceza ile örtüşmediğini belirleyerek, istinaf başvurusunu kabul edip dava konusu işlemin iptaline karar verdi.

Davalı idare, kararı temyiz etti. Danıştay tetkik hakimi, temyiz isteminin reddi yönünde görüş bildirerek, Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğuna hükmetti.

🔹 Danıştay’ın Gerekçesi

Danıştay 2. Dairesi, kararda şu noktalara dikkat çekti:

  • Davacının söz konusu ifadesi Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi kapsamında hakaret suçunu oluşturmaz.
  • Disiplin hukuku açısından, öğrencilerin disipline aykırı fiillerine verilecek cezayı belirleme yetkisi sadece disiplin otoritesindedir. Mahkemeler, doğrudan yeni bir disiplin cezası tayin edemez.
  • Bu bağlamda, davacının eylemine uyan farklı bir disiplin cezası verilebileceği açık olmakla birlikte, mahkemenin bu cezayı tespit etmesi uygun değildir.

Danıştay ayrıca, söz konusu ifadenin amire karşı saygısızlık olarak değerlendirilebileceğini ancak bu kapsamda uygulanabilecek disiplin cezasının eğitim kurumundan çıkarma değil, başka bir disiplin müeyyidesi olabileceğini vurguladı.

🔹 Mevzuat Dayanağı

Kararda, Polis Akademisi Öğrenci Disiplin Yönetmeliği ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu hükümlerine atıf yapıldı:

  • Yönetmeliğin 40. maddesi, eğitim kurumundan çıkarma cezasını “Devlet büyüklerine, polis amirlerine, yöneticilere veya öğretim elemanlarına fiili saldırı, dövme, hakaret, tehdit veya kışkırtma” fiillerine bağlamaktadır.
  • Türk Ceza Kanunu’nun 125. maddesi ise onur, şeref ve saygınlığı rencide eden somut fiiller veya sövme suretiyle hakaret suçunu düzenler; davacının ifadesi bu kapsamda değerlendirilmemiştir.

🔹 Karar Sonucu

Danıştay 2. Dairesi, Ankara Bölge İdare Mahkemesi 4. İdari Dava Dairesi’nin 11/09/2020 tarihli kararını onadı. Böylece davacının eğitim esnasındaki sözleri nedeniyle verilen “eğitim kurumundan çıkarma” cezasının hukuka uygun olmadığı bir kez daha teyit edildi. Temyiz giderlerinin davalı idare üzerinde bırakılmasına ve kararın taraflara iletilmesine karar verildi.

🔹 Uzman Görüşü

Hukukçular, bu kararın öğrenci disiplin süreçlerinde önemli bir emsal teşkil ettiğini belirtiyor. Mahkemelerin, disiplin cezalarını doğrudan belirleyemeyeceğini ve yetkili otoritenin kararının esas alınması gerektiğini vurgulayan Danıştay, disiplin hukuku ile ceza hukuku arasındaki sınırları da netleştirmiş oldu.

Sonuç olarak, “Cumhurbaşkanı gelse bana bu hareketleri yaptıramaz” ifadesi, hakaret niteliği taşımadığı için disiplin cezasını doğrudan gerektirmemektedir. Ancak öğrencinin amire karşı sergilediği saygısızlık davranışı, ilgili disiplin otoritesinin takdirine bağlı olarak farklı bir disiplin cezası ile karşılanabilir. Danıştay kararı, öğrenci disiplininde yetkinin sadece disiplin otoritesinde olduğunu ve mahkemelerin bu cezayı belirleyemeyeceğini vurgulayan önemli bir emsal karar niteliğinde.

Diğer Haberler