Disiplin Ceza Silinmesi: “İdarenin Keyfi Takdir Yürütme Yetkisi Sınırsız Değil”

Muğla’da görev yapan bir sosyolog üyeye ilişkin olarak verilen uyarı cezasının silinmesi talebinin reddedilmesi sonrasında açılan davada, mahkeme idarenin takdir yetkisinin sınırsız olmadığına hükmetti.

Olayın Özeti

  • Bir kamu görevlisi olan sosyolog, yaklaşık 5 yıl önce aldığı “uyarma” (uyarı) cezasının silinmesi için başvuruda bulundu.
  • Ancak ilgili kurum olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, cezanın “aylıktan kesme” cezası olması nedeniyle silme talebini reddetti. 
  • Bunun üzerine, ilgili sendika tarafından dava açıldı ve dosya olarak Muğla 2. İdare Mahkemesi’ne taşındı. 

Mahkeme Kararı ve Gerekçesi

Mahkeme, başvuruyu değerlendirirken şu hususlara dikkat etti:

  • Öncelikle, cezanın verildiği tarih itibarıyla 5 yıl geçmesinin tek başına silmeye yeterli sebep olmadığına işaret edildi. 
  • Atamaya yetkili amirin, disiplin cezası silinmesi (terkin/temizleme) kararında objektif, gerçekçi ve hukuken geçerli sebeplere, somut delillere dayanarak karar vermesi gerektiği vurgulandı. İdarenin takdir yetkisi olduğu ancak bu yetkinin keyfî biçimde kullanılamayacağı belirtildi. 
  • Dosyada ayrıca davacının “üç adet başarı belgesi” bulunduğu ve bu durumun değerlendirilebileceği ifade edildi. 
  • Sonuç olarak, mahkeme davacı başvurusunun reddedilmesine ilişkin işlemin hukuka uygun olmadığına karar verdi ve dava konusu işlemin iptaline hükmetti. 

Hukuki Arka Plan ve Önemi

Bu karar, kamu personeli disiplin hukukunda şu açılardan önem taşıyor:

  • Disiplin cezalarının silinmesi veya terkin edilmesi işlemlerinde idarenin takdir yetkisi bulunmakla birlikte bu yetkinin sınırsız olmadığı; amirin karar verirken ölçülülük, hakkaniyet ve kamu yararı gözetmesi gerektiği vurgulanmış durumda.
  • Akademik çalışmalarda da belirtildiği üzere, disiplin hukuku alanında verilen cezaların hukuka uygunluğu “net fiil, somut delil, zamanında soruşturma ve usul kurallarına uygunluk” gibi kriterlerle değerlendiriliyor. 
  • Örneğin, bir kararında Anayasa Mahkemesi, kamu görevlisine verilen disiplin cezasında “mesleki hiyerarşi kurallarına uyma yükümlülüğü ile ifade özgürlüğü hakkı arasında denge kurulması” gerektiğini belirtmiş, cezanın zorunlu ve ölçülü bir müdahale olduğu gösterilmeden karar verilemeyeceğini ifade etmiştir. 

Bu karar ne diyor ?

  • Kamu kurumlarında görev yapan personelin, geçmişte aldığı disiplin cezalarının silinmesi yönündeki başvurularında sadece “belirli süre geçti” gibi kriterle değil; davranış değişikliğisivil ve mesleki sicil durumubaşarı veya olumlu belgelergibi somut unsurlar değerlendirilmelidir.
  • İdare, bu tür terkin kararlarını verirken aynı zamanda kamu hizmetinin gerekliliklerini, kurumun düzen ve işleyişini, görevlinin sicilini ve objektif kriterleri dikkate almak zorundadır.
  • Karar ayrıca, verilen bir disiplin cezasının ömür boyu silinemez bir leke olarak devam etmesinin önünde iç hukukta bir kapı aralamış durumda.

Bundan Sonrası

  • Bu karar, benzer durumda olan diğer kamu görevlileri açısından emsal teşkil edebilir ve idarenin “takdir yetkisini keyfî kullanma” durumlarında yargı denetiminin mevcut olduğunu göstermektedir.
  • İdarelerin ve personelin, disiplin cezalarına ilişkin prosedürleri ve terkin/temizleme başvurularını gözden geçirmesi, şeffaf ve ölçülülük esasına dayalı karar sistemi kurması önem taşıyor

Diğer Haberler