Kasım ayı enflasyon verilerinin açıklanmasının ardından Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, yaptığı basın açıklamasında “enflasyon rakamları ile sahanın gerçeği arasındaki farkın daha da açıldığını” belirterek ücret rejiminden duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Yalçın, kamu çalışanları ve emekliler için seyyanen zam, enflasyon farkı ve refah payının birlikte uygulanması gerektiğini savundu.
Ancak bu açıklama, memur camiasının bazı kesimlerinde “gecikmiş ve çelişkili” bir çıkış olarak değerlendirildi.
Eleştirilerin Odağı: “Zamanında Gereğini Yapmayan Sendika Şimdi Tepki Gösteriyor”
Sendika dışı bağımsız çalışan grupları, Memur-Sen’in toplu sözleşme döneminde daha kararlı bir duruş sergilemediğini, hakem kuruluna yapılan itirazların ise “siyasi sınırların dışına çıkamayan göstermelik hamleler” olduğunu öne sürüyor.
Eleştiriler şu noktada yoğunlaşıyor:
- Hakem Kurulu karar süreçlerinde “en güçlü şekilde itiraz ettik” söylemine rağmen, sendikanın üyeleriyle birlikte etkili bir direniş ortaya koymadığı belirtiliyor.
- Geçmişte “hakem kuruluna üye vermeyin, kararlar Meclis’e gelsin” diyerek hükümete yüklenen sendikanın, sonrasında hükümet çizgisinin dışına çıkmayan bir tutum sergilediği ifade ediliyor.
- Aynı eleştiri grupları, bugün gelen “Seyyanen zam şart” açıklamasını “rol dağıtımının gereği” olarak niteliyor ve şu sözlerle tepki gösteriyor:
“Siyasi tembihlerle hareket eden, konuş denince konuşan, sus denince susan bir sendikanın memur ve emeklinin hakkını savunmasını beklemek hayalciliktir.”
Seyyanen Zam Değil, Refah Payı Esas Olmalı Görüşü.
Bağımsız sendika çevreleri, seyyanen zammın “köpük zam” niteliğinde olduğunu, kamu çalışanlarının gerçek kaybını telafi etmeyeceğini savunuyor. Eleştirilere göre:
- Gerçek çözüm, enflasyonun üzerine refah payı eklenmesi,
- Emeklilere yansımayan geçici zamlar yerine kalıcı ücret politikalarının oluşturulması,
- Sendikal hareketin bağımsız, güçlü ve siyasetten bağımsız bir tavır geliştirmesi.
Bu çevreler, Memur-Sen’e yönelik tepkilerini şu ifadelerle özetliyor:
“Memurun ve emeklinin yakasından düşün. Siyasetin tembih ettiği çizginin dışına çıkamıyorsanız, çalışanların hak mücadelesinde yeriniz yok.”
Enflasyon ve Alım Gücü Gerçeği: Gerilim Tırmanıyor
Kasım ayı verileriyle birlikte açıklanan yıllık enflasyon oranının, kamu çalışanlarının hissettiği geçim sıkıntısını yansıtmadığı görüşü güçleniyor. Artan kira, ulaşım ve gıda fiyatları karşısında mevcut maaşların alım gücünün belirgin şekilde düştüğüvurgulanıyor.
Bu tablo içinde, sendikaların hem toplu sözleşme sürecinde hem de enflasyon farkı hesaplamalarında daha etkili bir mücadele yürütmesi gerektiği görüşü yaygınlaşıyor.
Sendikal Güven Tartışması Derinleşiyor
Ali Yalçın’ın seyyanen zam çağrısı, maaş kayıplarının görünür hale gelmesi açısından önemli bulunmakla birlikte; eleştiriler, sendikanın zamanında etkili bir mücadele vermediği ve bugün yapılan çıkışların “siyasi senaryonun gecikmiş bir parçası” olduğu yönünde.
Kamu çalışanları ise yaklaşan yeni dönem öncesinde şu talebi öne çıkarıyor:
Gerçek bağımsız sendikacılık, gerçek refah payı ve çalışanı önceleyen bir ücret politikası istiyoruz.
