Bu Ücretlerle Fedakârlığın Karşılığı Verilmiyor.Sağlık Bakanlığı ve üniversite hastanelerinde görevli sağlık çalışanları için 2025 Ocak–Haziran dönemine ait nöbet ücretleri açıklanmasına rağmen, sahadaki tepki giderek büyüyor. Açıklanan rakamların günün ekonomik şartlarıyla uyuşmadığı, çalışanların yükünü hafifletmekten uzak kaldığı ve aynı işi yapan işçi statüsündeki personelle kıyaslandığında adaletsiz bir tablo oluşturduğu ifade ediliyor.

Aylardır hem ücret artışı hem de çalışma koşullarında iyileştirme talep eden sağlık çalışanları, açıklanan nöbet ücretleriyle bir kez daha hayal kırıklığına uğradı.
“Saatlik 65 TL – 301 TL Arası Ücret: Bu Rakamlar 2025 Türkiye’sine Yakışmıyor”
Yeni dönem için belirlenen nöbet ücretleri unvanlara göre saatlik 65 TL ile 301 TL arasında değişiyor. Ancak birçok sağlık çalışanına göre bu rakamlar, yapılan işin niteliğini ve riskini kesinlikle karşılamıyor. Özellikle yardımcı hizmet personelinin 65 TL, lise mezunu sağlık personelinin ise 85 TL civarında bir saatlik ücret alacak olması sahada büyük tepki topluyor.
Bir hemşirenin ifadeleri durumu özetliyor:
“Hastanın sorumluluğu, ölüm riski, bulaşıcı hastalıklar, yoğun fiziksel ve psikolojik yük… Bunların karşılığı 100 TL mi?”
Diploma Farkı Yok Sayılıyor: “Onca Eğitim, Onca Sorumluluk… Ama Ücret Aynı”
Lisans mezunu sağlık çalışanlarının saatlik nöbet ücretleri 100–150 TL bandında. Ancak aynı birimde çalışan ve farklı eğitim seviyelerine sahip personelin ücretleri arasında nitelik ve sorumluluk farkını yansıtan bir uçurum bulunmuyor.
Sağlık çalışanları bu adaletsizliği şöyle yorumluyor:
- “4 yıllık üniversite eğitimin hiçbir karşılığı yok.”
- “Diplomamız sadece duvarda asılı duruyor; ücretlendirmede hiçbir anlam ifade etmiyor.”
- “Aynı işi yapıyoruz ama kıdem ve eğitim farkı yok sayılıyor.”
Özellikle yoğun bakım, acil servis ve ameliyathane gibi kritik birimlerde görev yapan personel, sorumluluk yüküne rağmen düşük ücretlerin iş barışını bozduğunu belirtiyor.
İşçi Statüsündeki Personel Daha Fazla Alıyor: Sağlık Çalışanları Öfkeli
Bir başka tartışma konusu ise işçi kadrosunda çalışan personelin, bazı kalemlerde çok daha yüksek mesai ücreti alması.
Aynı kurumda, aynı koşullarda çalışan ama farklı statüde bulunan çalışanlar arasındaki bu uçurum, “Eşit işe eşit ücret” ilkesinin tamamen çiğnendiği yönünde eleştirileri artırıyor.
Sağlık çalışanları bu duruma şu sözlerle tepki gösteriyor:
- “Aynı saatte mesaideyiz, onlar bizden fazla alıyor. Bu kabul edilemez.”
- “Sağlık meslek mensuplarının emeği değersizleştiriliyor.”
- “Riskli birimlere gönderiliyoruz ama ücretler riskle orantısız.”
2025 Ekonomisine Göre “Kabul Edilemez Düşük Rakamlar”
Artan hayat pahalılığı, barınma ve ulaşım maliyetleri sağlık çalışanlarını zorlamaya devam ediyor. Açıklanan nöbet ücretleri ise bu şartları hafifletmekten çok uzak.
Ekonomistler, 2025’in ilk yarısında açıklanan bu ücretlerin:
- asgari ücretin çok gerisinde kaldığını,
- enflasyon karşısında eridiğini,
- nitelikli iş gücünün kamu sağlık kurumlarından uzaklaşmasına neden olacağını belirtiyor.
“Bu Ücretlerle Sağlık Sistemi Ayakta Kalmaz”
Uzmanlar ve sendikalar, sağlık çalışanlarının emeğini karşılamayan ücretlerin hizmet kalitesini olumsuz etkileyeceğini vurguluyor:
- Motivasyon kaybı
- Personel istifaları
- Nitelikli çalışanı elde tutamama
- Yoğun birimlerde tükenmişlik artışı
Tüm bu sorunların, sağlık sisteminin sürdürülebilirliğini tehdit ettiği ifade ediliyor.
Çalışanların Talebi: Adil, Risk Dengelemeli ve Eğitim Farkını Gözeten Bir Ücret Sistemi
Sağlık çalışanları artık geçici artışlar değil; kalıcı, adil ve standartları belirlenmiş bir ücret politikası istiyor.
Temel talepler şöyle:
- “Riskli birimlerin ücret farkı gerçekçi hale getirilsin.”
- “Eğitim seviyesi ve sorumluluk farkı ücretlere yansıtılsın.”
- “Mesai ücretleri ekonomik koşullara göre güncellensin.”
- “Eşit işe eşit ücret” ilkesine uygun düzenleme yapılsın.
Sağlık Emekçileri : “Emeğimizin Değerini İstiyoruz”
2025 nöbet ücretlerinin açıklanması, sağlık çalışanlarının yıllardır süren adalet arayışını bir kez daha gündeme taşıdı.
Sahada tek ses hâkim:
“Bu ücretler emeğin, diplomanın ve sağlık hizmetinin gerçek değerini yansıtmıyor.”

