Cerrahi branşlar gözden düşerken, dermatoloji ve estetik yükselişte
2025 yılı ikinci dönem Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS) sonuçları, tıp dünyasında son yıllarda giderek belirginleşen bir dönüşümü bir kez daha gözler önüne serdi. Bir zamanların en prestijli alanları olan beyin cerrahisi, kalp-damar cerrahisi ve genel cerrahi, artık tercih listelerinin sonlarında yer alıyor. Onların yerini ise daha az nöbet, daha az dava ve daha yüksek yaşam konforu vaat eden branşlar aldı.
“Konfor Çağı” Uzmanlık Seçimlerini Değiştiriyor
Sonuçlara göre TUS’ta en yüksek puan ortalaması Deri ve Zührevi Hastalıklar (Dermatoloji) bölümüne ait. Dermatolojiyi sırasıyla Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi ile Göz Hastalıkları izliyor. Listenin sonundaysa, ağır nöbet temposu ve yüksek hasta yüküyle bilinen Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları bulunuyor.
Uzmanlara göre bu tablo, yeni nesil hekimlerin meslek tercihinde önceliklerinin köklü biçimde değiştiğini gösteriyor. Artık “saygınlık” ya da “zorluk derecesi” değil, yaşam dengesi ve hukuki güvenlik belirleyici.
“Bir Zamanlar En Zor Girmek En Prestijliydi”
İstinye Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Türker Kılıç, tıpta uzmanlık tercihinin yıllar içinde bir “risk-motivasyon dengesi”nden “konfor-motivasyon dengesi”ne evrildiğini söylüyor:
“Benim TUS’a girdiğim dönemde beyin cerrahisi, kalp damar cerrahisi, kadın doğum gibi bölümler ilk 100’den öğrenci alırdı. Çünkü o zamanlar sorumluluğu yüksek olan branşlara girmek bir gurur meselesiydi. Şimdi tablo tam tersine dönmüş durumda. Hukuki problemleri az, nöbet yükü hafif ve kazancı erken gelen branşlar öne çıkıyor. Bu bir moda, ama geçici mi kalıcı mı, zaman gösterecek.”
Dava Korkusu Cerrahiyi Geriletiyor
Cerrahi branşlarda yaşanan dramatik düşüşte yalnızca ağır çalışma koşulları değil, artış gösteren hasta ve hasta yakını şiddeti ile dava süreçleri de etkili.
Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Gülpınar, bu durumun gelecekte sağlık sisteminde ciddi açıklar doğurabileceğini vurguluyor:
“Genç hekimler artık riskli ameliyatlardan, uzun nöbetlerden ve olası dava süreçlerinden kaçıyor. Bu çok anlaşılır ama tehlikeli bir eğilim. Bugün plastik cerrahiye ciddi bir geçiş var. Eğer bu yönelim devam ederse, birkaç yıl içinde kalp damar ameliyatı yapacak hekim bulmakta zorlanabiliriz.”
Yeni Nesil: “Kendimizi de Korumalıyız”
Tıp öğrencileri ise bu değişimi yalnızca ekonomik değil, psikolojik bir savunma mekanizması olarak da görüyor.
Marmara Üniversitesi 5. sınıf öğrencisi Halil İbrahim Bıyık, tercihlerini şöyle anlatıyor:
“Kardiyoloji düşünüyordum ama yoğunluğu ve stresini görünce vazgeçtim. Artık herkes kendini de korumak istiyor. Dermatoloji veya göz gibi bölümler hem keyifli hem daha öngörülebilir.”
Aynı üniversiteden İmran Mamo ise çocuk hastalıkları bölümünün az tercih edilmesini, hasta kadar ailelerle yaşanan çatışmalara bağlıyor:
“Çocuk hastalıklarında sadece çocuğu değil, bazen gergin ebeveynleri de yönetmek gerekiyor. Bu da tükenmişliği artırıyor.”
- sınıf öğrencisi Bahar İnanç da gözlemlerini şöyle aktarıyor:
“Derslerde gördükçe fark ettim; nöbetin az olduğu, hasta profili daha seçici alanlar öğrenciler arasında çok daha popüler.”
TUS 2025 İlk Beş Branş
- Deri ve Zührevi Hastalıklar – Ortalama: 73.53
- Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi – Ortalama: 72.7
- Göz Hastalıkları – Ortalama: 71.82
- Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı – Ortalama: 69.96
- Nükleer Tıp – Ortalama: 69.3
Geleceğin Sağlık Haritası Değişiyor
TUS verileri, Türkiye’de sağlık sisteminin önümüzdeki yıllarda branş dengesizliğiriskiyle karşı karşıya kalabileceğini gösteriyor.
Yüksek riskli ama hayati alanlarda uzman açığı büyürken, düşük riskli alanlarda yığılma yaşanabilir.
Bu durum, yalnızca tıp fakülteleri ve hekim adaylarını değil, ülkenin sağlık planlamasınıda doğrudan ilgilendiriyor.
Zira bugünün “konfor tercihi”, yarının “uzmanlık krizi”ne dönüşebilir.

