Geçici olarak veznedarlık yapan memura altı yıl hapis cezası verildi. Ancak Yargıtay, “Kendi asli görevi dışında çalıştığı için zimmet değil, güveni kötüye kullanma suçu oluşur” diyerek cezayı bozdu.
Yargıtay’dan kamu personeli açısından emsal niteliğinde bir karar geldi.
Bir kamu görevlisi, geçici olarak veznedar olarak görevlendirildiği dönemde tahsil ettiği paraları zimmetine geçirdiği iddiasıyla yargılandı.
İlk derece mahkemesi, sanık memura “zimmet suçu” gerekçesiyle 6 yıl hapis cezasıverdi.
Ancak dosya Yargıtay’a taşınınca, yüksek mahkeme kararı bozdu ve çok önemli bir gerekçeye imza attı.
Yargıtay’ın Gerekçesi:
Yargıtay kararında şu değerlendirme yer aldı:
“Sanığın veznedarlık görevi, kendi asli görevi kapsamında değildir. Bu görevlendirme, yasal olarak yapmaması gereken bir işlemdir. Bu nedenle eylem zimmet değil, hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma suçunu oluşturur.”
Yani, memurun yaptığı iş resmî görev tanımı dışında olduğunda, o işle bağlantılı suçun da ‘zimmet’ değil, ‘güveni kötüye kullanma’ olarak değerlendirilmesi gerekir.
Neden Önemli?
Bu ayrım, kamu personeli açısından suçun niteliğini ve verilecek cezanın ağırlığınıdoğrudan etkiliyor.
Zimmet suçu, kamu görevlisinin görevine dayanarak malı kendine geçirmesi durumunda oluşur.
Ancak kişi görev tanımı dışında bir işi yaparken aynı fiili işlerse, bu durumda güveni kötüye kullanma kapsamında değerlendirilir — bu da daha hafif ceza anlamına gelir.
Yargıtay’ın Mesajı:
“Görev tanımı dışındaki işte yapılan hata, zimmet değil güveni kötüye kullanmadır.”
Bu karar, kamu personelinin geçici görevlendirmeler veya yetki devri durumlarında doğabilecek cezai sorumluluklarının sınırlarını netleştiriyor.
